instagramda çeşitli beğeniler, mesajlar ve istekler gelip sadece uygulamaya girildiğinde görülmesidir.

bildirimleri açsana zekasız diyenleri duyar gibiyim ama ya zaten açıksa ama yine de gelmiyorsa?

uygulama içi bildirimler açık (anında ileti bildirimleri). ancak telefonda bildirimler kısmı görünmüyor (ios için söylüyorum). internet sitelerinde çeşitli tavsiyeler verilmiş, uygulama ayarlarında bildirimleri etkinleştir/izin ver seçeneğini göremeyenlere uygulamayı app store dan güncelleyin denmiş.

işte en büyük soru işareti de burada. uygulama en güncel halinde ve bu sıkıntı da zaten son güncellemeyle birlikte oldu. değerli ve ulu fikirlere açığım.

- uygulamayı bir daha silip yükle seçeneği dışında. denendi ama olmadı.. -

ilk buluşmada hiçbir şey yemeyip sonrasında şarap evlerinde dünya hesap ödeten kızlarımızdan daha samimi kızdır.

pijama: ok
panduf: ok
76ers-pacers: ok

bu sene (ben dahil) 3 arkadaşın 4’er çeyrekle oluşturduğu mili piyango havuzundan 20 tl kazanmasıdır. bari hiç çıkmasaydı. şimdi nasıl harcayacağımızı da bilemiyoruz. muhtemelen yeni bir ortak piyango bileti alıp ondan da olacağız.

koca olmanın giderek zorlaşması şeklinde de tanımlanabilir.

bir diğer yandan aranan eşteki kriterlerin marsa taşınmasının doğurduğu sonuçtur.

arşimet yunan değil de türk olsaydı "tuvalette s.çarken pistonu bulmak" adıyla açılacak başlıktır.
(bkz: https://www.uludagsozluk....s%C4%B1%C3%A7arken-gelir/)

bitmek bilmeyen taciz olaylarının bir başkasıdır.

bazı yorumlarda yine taciz edenin değil de tacize uğrayanın kötülenmesi artık bu örümcek zihniyetlerle dolup taşan ülkeden tiksindirmiştir.

taciz eden ve edilenin cinsiyetine bakmadan, tacize uğrayan kişinin tacizcisi karşısında susmaması ve susturulmaması gerekir. yalan söylediği belli diyen beyinsizin beyni acaba yazdıklarını bir daha okudu mu? ne işi var hakimin odasında sorusunun ben de kadınım ben niye tacize uğramıyorum diyen kadın savcının sorusundan farkı yok.

ben de iş bulmak, tecrübe kazanmak için abimin arkadaşının yanına gittim. ben de tacize uğramadım. ben niye suçu kadına atmıyorum? çünkü burada şunu birbirine karıştırmamak lazım. o kızın g.tü başı oynadı da tacize uğradı değil, onun tanıdığı o.ç. diye tacize uğradı. hani bir laf vardır ' sana güveniyorum ama etrafına güvenmiyorum' diye işte öyle bir durum. sen ne kadar namuslu olursan ol etrafın bit yavrusu namussuzlarla doluysa geçmiş olsun.

biraz da empati. sizin ananızın, bacınızın, evladınızın başına gelse aynı olay bu sefer ona o....u diyebilecek misiniz? ya da diyenlere cevapsız kalabilecek misiniz? eğer evetse geçmiş olsun sana, annene, eşine, kız kardeşine ve kız evladına. namussuz insanlarla karşılaştığın için oğlun, eşin, abin ve baban sana o....u diyecek.

belki de ismi "çocukların şeytan kitabı" olsa da çocuklar için değildir dediğim kitaptır.
kitabın satışı amazon' dan türkiye' ye de yapılabiliyor.

(bkz: https://www.amazon.com/Ch...on-Leighton/dp/1927668662).

içeriğine ulaşamadım ama açıklama kısmında "ağzına kadar komik ruhlarla dolu bu paranormal parodi, korkunçtan daha çok aptalca" diyor.

güzel demlenmiş bir bardak çay.
(bkz: https://www.uludagsozluk....usu/&sp=1&ac=true)

sadece sarılıp uyuyacaz.

hayat arabamla x mil: arabasıyla aynı yastığa baş koymuş biri gibi.

(#42574853) nolu entry' ye cevaben;

evet kardeşim derdimiz harcayan kurum. eğitime harcasan kimse gıkını çıkarmaz hatta alkışlar. sağlık bakanlığı harcasa vardır aldığı bir cihaz, açtığı yeni hastahane derim. ulaşım, enerji vs. israf da olsa eyvallah derim. ama diyanet? naptılar? yeni kabe mi inşa ettiler. 6.4 milyar harcayan sanayi ve teknoloji bakanlığının yanında 9.6 milyar harcayan diyanetin açıklamasını kim yapabilir.

futbol geleneğimiz gibidir. herkesin desteklediği bir takım vardır. herkes az çok bir yorum yapabilir pozisyonlar hakkında. eksik de olsa futbol bilgisi çok göze batmaz (tabi bi scout ekibinin yanında patlar). oysa basketbol! tamamen ayrı bir ilgi gerekir. halemin düdük sebebini sunucu söylemezse anlamaz bile bilmeyen.

anne-baba ya da kişiyi büyütenin hristiyan olması.

inşallah karısını zombiler yiyordur.

bahsi geçen başlık yaşanan bir örnekten midir bilmiyorum.
ancak şöyle bir mevzu da vardır ki eğer lise mezunu müdür tırnaklarıyla geldiyse koltuğuna yadırganacak bir durum yoktur. üniversite mezunu memur belki daha çok genç ve tecrübesizdir. ayrıca maalesef ülkemizde ihtiyaç fazlası açılan bölümler ve ihtiyaç fazlası verdiği mezunlarla artık üniversite mezunu olmanın da bir tatlılığı kalmamıştır. hatta eskinin ticaret lisesi mezunlarının valilik vs. gibi kurumlarda çalıştığını ve ne kadar kalifiye olduğunu sizler bilemiyorsa anneleriniz babalarınız bilecektir. sorabilirsiniz. ha, eğer ki bu başlık bir haber ya da bilinen bir örnek üzerine açılmışsa ve o lise mezunu müdür, dayıları/hocaları sayesinde makamında ise o zaman tüm yazdıklarımı yutar bu sefer eğitim sistemi yerine bu kara sisteme bela okurum.
saygılar.

en yakın arkadaşımın sezonluk dizi anlatır gibi anlattığı rüyaları.
ufku iki katına çıkarmadığı gibi mevcut ufukları da yok etme özelliğine sahiptir.

genellikle kadınların regl dönemlerinde yaşadıkları durumdur. bu tez bende tam anlamıyla çalışmamaktadır. tatlı krizi dediğin sadece kan kaybedilen regl döneminde değil her gün yaşanmalıdır. ama mümkünse yarım saat sürmelidir. en fazla yarım saat içinde künefeye ulaşılmalıdır.

karadeniz’ in canlı yaşayan tek adasıdır. mitolojide de adı geçen ada bir dönem ziyaretçi almıyordu. gönüllü bir giresunlu tarafından korunan adanın ziyaretçi almamasındaki amaç, adada yaşayan bazı kuş türlerinin nesillerinin tükenme korkusuydu. nihayet son yıllarda altın post isimli tekne, ziyaretçileri adaya taşıyor. sizi özenle giyinmiş hazırlanmış herkül ve amazonlar karşılıyor. içerde ekipten ayrılmamanıza özen gösteriliyor. bir rehbercik size sur kalıntıları, kutsal sayılan bir taş ve bunların geçmişleriyle ilgili bir şeyler anlatıyor.

adanın bu şekilde korunaklı ve bilinçli ziyareti güzellikleri mahvetmekte lider olan insan ırkına karşı alınabilecek en güzel önlem. ama yine de küçüklüğümdeki ada heyecanı, yıllarca özlem duyulmuş olmasına rağmen bugünkü ada heyacanını tek elle döver. küçükken aksu şenliklerinde gidilen adada en sevilen aktivite (şahsımın aktivitesi), bir su birikintisine taş atıp kurbağa zıplasında görelim idi. şimdi ne o birikinti aynı yerde ne de dünyanın köleleştirdiği benin bakış açısı.

çayı az demleyince tam demlenmediğinin farkında olduğu içindir. istediğin rengi, kokuyu, tadı bulamazsın iki bardaklık demlersen. hatta bu sefer o iki bardağı da içemezsin. net.